TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ

Toplumun kadına ve erkeğe cinsiyetlerinden ötürü yüklediği rollere ve beklentilere toplumsal cinsiyet denir. Toplumsal cinsiyet rolleri zaman içinde değişebildiği gibi toplumdan topluma göre de değişkenlik gösterir. 1970’ lerde kadın hareketinin kullanmaya başladığı bu kavram kadınla erkek arasındaki eşitsizliği ve eşitsizliğin kaynağını anlamamıza yardımcı olur. Kadına ev içi işleri ve bakım hizmetleri(ücretsiz)  erkek için ailenin maddi ihtiyaçlarını karşılamak için iş piyasasında çalışma gibi rolleri uygun görmek toplumsal cinsiyet bilgimizle ilgilidir. Bu bilgileri farkında olarak veya olmayarak toplumdan öğreniriz.

Toplum kadının aile içinde ücretsiz çalışmasını erkeğin ise kamusal alanda ücretli çalışmasını uygun görmüştür. Bu iş bölümü erkeğin ekonomik ve sosyal olarak kadından ileri bir pozisyona geçmesine sebep olmuştur. Oysaki erkek dışarıda çalışabilmesini kadının ev içindeki emeğine borçlu. Fakat kadınlar iş piyasasında çalıştığında aynı işi yapan erkeğe göre daha az ücret alabilirken yanı sıra ev içi işlerinden muaf olmuyor.

Yasalar da aileyi korurken erkeği egemen kılıp kadının ikincilleştirilmesine hizmet ediyor. Erkeğin erk ilan edilmesi kadın üzerinde tahakküm kurmasına ve onu kendi malı gibi görmesine sebep oluyor. Bu sonuç kadına yönelik her türlü şiddetin sebebidir. Kadınlar, kadına yönelik şiddetin ve adaletsizliğin ortadan kalkması için toplumsal cinsiyet eşitliği talep ediyor. Bu kavram yaşanan tüm hak ihlallerinin ve haklara ulaşmada karşılaşılan engellerin varlığında ötürü ortaya çıkmıştır. Kanun önünde eşit sayılan kadın ve erkeklerin toplumsal cinsiyet rollerinden ötürü yaşadıkları sorunlar dünya gündemine oturmuştur.

Dünya kadın hareketinin mücadelesi sonucunda Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi (CEDAW) sözleşmesini imzaya açmış ve 183 devlet imzalamıştır. Ancak bu sözleşmenin tam olarak hayata geçmesi henüz mümkün olmamıştır. Kadın örgütleri çabalarını sürdürmektedir. En son imzalanan İstanbul sözleşmesi de toplumsal cinsiyet eşitliğini ve kadına yönelik şiddeti engellemeye yöneliktir.imzacı devletler bü sözleşmelere uygun eylem planları hazırlayıp yürürlüğe koymakla yükümlüdürler.

Yazar: admin