Ulusal Hukukta ve Mevzuatta Kadına Yönelik Haklar

Ulusal Hukukta ve Mevzuatta Kadına Yönelik Haklar

Uluslararası Hukukta ve Mevzuatta Kadına Yönelik Haklar

Şiddetle Mücadele Mekanizmaları

Anayasa 10. Madde

“Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.

 Anayasa 17.Madde

“Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz”

TCK mad.122

Bireyler arasında yasaları ihlal ederek ayırımlar yapılması ve böylece, ayırıma tabi tutulan kişinin, hukukun sağladığı olanaklardan yoksun bırakılması cezalandırılmıştır.

 

Kadının Medeni Kanundan kaynaklı hakları

1-)Medeni Kanuna göre evlenme yaşı 17’dir. Ancak olağanüstü durumlarda  veya önemli nedenlerin varlığı halinde hakim 16 yaşını doldurmuş kişilerin evlenmelerine izin verebilir.

2-)Ayırt etme gücüne sahip olmayanlar evlenemez. Küçük veya kısıtlılar yasal temsilcilerinin izni olmaksızın evlenemez. Bu iznin verilmemesi halinde mahkemeye başvuru yapılabilir. Hakimin yasal temsilciyi dinledikten sonra küçük veya kısıtlığının evlenmesine izin verebilir.

3-)Nikah evlenecek kişilerin yasanın yetkili kıldığı kişiler tarafından iki tanık huzurunda gerçekleştirilir. Nikah memuru evlenecek kişilerin evlenmek isteyip istemediğini sözlü olarak sormak zorundadır. Tören sonunda evlenme memuru her iki tarafa da evlendiklerini ispatlayan  cüzdanı verir.

4-)Hiç kimse zorla evlendirilemez. Evlenmek istemeyen taraf bunu nikah memuruna söyleyebileceği gibi, baskı ile evlendirilen kişi, baskının ortadan kalktığı tarihten itibaren 6 ay, her durumda 5 yıl içinde Mahkemede ileri sürerek evliliği iptal ettirebilir.

5-)Evlenecek kişilerden birinin evlenme sırasında evli olması, sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksun olması, evlenmeye engel olacak oranda akıl hastalığı, yasanın yasakladığı yakınlıkta akrabalık halinde evlilik batıldır.

6-)Aldatma, yanılma, korkutma hallerinde yapılan evliliklerde de kişi Mahkemede bu durumu ispat ederek evlenmenin iptalini isteyebilir.

7-)Evlilik süresince kadın ve erkek ailenin mutluluğu, çocukların bakımı ve eğitimi konusunda eşit hak ve sorumluluğa sahiptir. Yeni Medeni kanun ile aile reisliği  kaldırılmış, kadın ve erkeğin birlikte aileyi temsil etmesi kabul edilmiştir.

😎Kadın çalışmak için kocanın iznini almak zorunda değildir. Ancak kadın ve erkeğin iş seçiminde, aile birliğinin huzur ve yararının gözetilmesi gerekir.

9-)Kadın evlilik halinde kocanın soyadı ile kendi soyadını birlikte kullanabilir. Yapılan uluslararası sözleşmeler ile sadece kendi soyadını da kullanma hakkına sahiptir.

10-)Eşlerden biri  diğerinin rızasını almadan aile konutunu kiraya veremez, devredemez, aile konutundaki hakları kısıtlayamaz.Bunun yapılması halinde Mahkemeye başvuru yapılarak durumun engellenmesi talep edilebilir. Eşlerden biri kendi adına kayıtlı olamayan aile konutu üzerine, tapuya giderek aile konutu şerhi koydurabilir. Bu durumda malik olmayan eşin rızası alınmadan, aile konutu üzerinde tasarruf yapılamaz.

11-)Zina, hayata kast etmek, kötü veya onur kırıcı davranış, terk, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, iyileşemeyeceği anlaşılan akıl hastalığı, evlilik birliğinin temelden sarsılması  nedeniyle eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Boşanma davası açılması ile yoksulluğa düşen taraf için davanın başından itibaren tedbir nafakası talep edilebilir. Boşanma kararı ile kusuru daha ağır olmamak kaydıyla, bu nafaka yoksulluk nafakası olarak devem eder. Yine boşanma davası süresince ortak konutun şartların varlığı halinde kadına özgülenmesi de istenebilir.

12-)Boşanma davasında  kusurlu olan eşten maddi ve manevi tazminat talep edilebilir. Çocuklar konusunda hakim tarafları dinleyerek karar verir, yine velayetin verilmediği eş için kişisel ilişkinin nasıl sağlanacağı da boşanma kararında yer alır. Yine çocuk için iştirak nafakasına da hükmedilir. Gerektiğinde iştirak nafakasının arttırılması için dava açılabilir.

13-)Aksine bir anlaşma yapılmamışsa evlenme anından itibaren işlerin edindiği mallar aralarında eşit olarak paylaştırılır. Ancak kişisel mallar, evlilikten önceki mallar, miras yoluyla edinilen mallar, manevi tazminatlar buna dahil değildir.

 

6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına karşı şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’a göre haklarımız:

1-)Şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi için özel yasa çıkarılmıştır. Yasaya göre şiddet,sadece kadın olması nedeniyle ayrımcılığa dayalı her türlü tutum davranış, yine aile de veya hanede veya aynı aile mensubu sayılan kişiler tarafından uygulanan fiziksel, ekonomik, psikolojik ve  cinsel olarak zarar görmesini sağlayan her türlü tutum  ve davranıştır.

2-)Şiddete uğrama halinde karakol, jandarma, valilik, kaymakamlık, ŞÖNİM, savcılık, aile mahkemelerinden birine başvurulabilir. Ayrıca fiziksel şiddete maruz kalındığında en yakın sağlık birimine başvurularak rapor alınabilir. Varsa sağlık birimindeki polise de durum hemen bildirilir. 155 Polis ve 183 Alo Şiddet hatları da yine başvuru yapılacak kanallardandır.

3-)Şiddeti sadece mağdurlar değil, herkes ilgili makamlara ihbar edebilir. İlgili makamlar derhal gereğini yapmak durumundadır.

4-)İlgili makamlar duruma uygun olarak önleyici veya koruyucu tedbirleri derhal almak durumundadır.

Valilik veya kaymakamlığın alacağı koruyucu tedbir kararları;

*Kendisi ve beraberindeki çocukları için barınma olanağı sağlaması,

*Geçici maddi destek sağlamak,

*Psikolojik, meslekî, hukukî ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verme,

*Hayati tehlike halinde geçici koruma sağlanması,

*Çocuğa kreş desteği sunma,

*Karakol tarafından gecikmesinde sakınca olan hallerde barınma olanağı ve geçici koruma sağlanması kolluk kuvvetlerince de sağlanır.

Hâkim tarafından verilecek koruyucu tedbir kararları

 

*Kişinin işyerinin değiştirilmesi,

*Evli ise ortak konut yerine başka bir yerleşim yeri belirlemesi,

*Şartların varlığı halinde ve kişi talep ederse aile konutu şerhi konulması,

*Hayati tehlikenin varlığı halinde, tehlikenin önlenmesi için diğer tedbirlerin yeterli olmaması halinde kişinin aydınlatılmış rızası ile kimlik ve ilgili diğer belgelerin değiştirilmesi,

Hâkim tarafından verilecek önleyici tedbir kararlar

 

*Şiddet  tehdidi, hakaret, aşağılama içeren söz ve davranışlarda bulunmama,

 

*Şiddet uygulayanı derhal uzaklaştırma, aile konutunun şiddet mağduruna özgülenmesi,

 

*Korunan kişilerin konutuna, işyerine ve okuluna yaklaşılmaması,

 

*Çocuklarla ilgili verilmiş kişisel ilişki kurma kararı olması halinde, bunun refakatçi eşliğinde

yapılması, sınırlandırılması veya ortadan kaldırılması,

 

*Bulundurma veya taşıma ruhsatı olan silahını kolluğa teslim etmesi, görevi ile ilgili ise silahını kurumuna teslim etmesi,

 

*Alkol ve madde bağımlılığı halinde korunan kişilere yaklaşamama, tedavi edilme,

 

*Şiddete uğrayana nafakaya hükmetme

 

5-)Koruyucu tedbir kararı verilmesi için herhangi bir delil veya belge aranamamaktadır. Tedbir kararına uyulmaması halinde zorlama hapsi uygulanır.

 

Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW)

  • Kadının insan haklarının evrensel anayasasıdır.
  • Türkiye CEDAW’a 19 Ocak 1986 tarihinden beri taraftır
  • CEDAW, kadınlara karşı yapılan her türlü cinsiyete dayalı
    ayrımcılığı ortadan kaldırmak ve kadınların insan haklarını korumak amacına yönelik yasal standartları bir araya getiren ve taraf ülkeler üzerinde bağlayıcı niteliği olan tek uluslararası hukuk aracıdır.
  • Sözleşme, eşitliği sağlamayı amaçlamış, ayrımcılığı yasaklamış ve bu hedeflerin gerçekleştirilmesi için devletleri sorumlu tutmuştur.
  • Kadınlara Yönelik Ayrımcılık
  • “Siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel, kişisel veya diğer alanlardaki kadın ve erkek eşitliğine dayanan insan haklarının ve temel özgürlükler, medeni durumları ne olursa olsun kadınlara tanınmalıdır. Kadınların bu haklardan yararlanmalarını veya kullanmalarını engelleme veya hükümsüz kılma amacını taşıyan veya bu sonucu doğuran cinsiyete dayalı herhangi bir ayrım, dışlama veya kısıtlama anlamına gelir.” (cedaw madde 1)
  • Olumlu Ayrımcılık
  • “Cinsler arasında yasal eşitlik sağlanmalıdır. Eşitliğe aykırı tüm yasaların (anayasa dahil) değiştirlilmesi, eşitliğin yaptırımcı uygulamalarla sağlanması, cinslerin birbirine üstünlüğü üzerine kurulmuş, tüm gelenek, görenek, örf ve adetin ortadan kaldırılması. Bunun yanısıra, bu eşit hakların kullanılabilmesine olanak verecek olan fırsat eşitliği ve özel önlemlerin (olumlu ayrımcılık) alınmasını gerektiren fırsat önceliği politikaları da uygulanmalıdır ” (cedaw madde 2)
  • BM Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilmiştir. Çocuk Hakları Sözleşmesi, 18 yaşına kadar herkesi çocuk saymaktadır. Aynı Sözleşme’nin 19’uncu ve 34’üncü maddelerinde ise, çocuğa yönelik her türlü, bedensel ve zihinsel saldırı; istismar ve suistimal olarak değerlendirilmekte ve bu hallerde çocuğun korunması sorumluluğu devlete verilmektedir

Yazar: admin