BASIN AÇIKLAMASI

BASINA VE KAMUOYUNA

25 Kasım 1960 tarihinde Dominik Cumhuriyeti’nde üç kız kardeş askeri diktatörlük tarafından hedef gösterilmelerinin ardından tecavüz edilerek öldürüldüler. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 1999 yılında bu olaya atıfla 25 Kasım gününü Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü olarak ilan etti.

Ülkemizde de her 25 kasım kadına yönelik şiddeti tartıştığımız çözüm önerileri aradığımız ve mücadeleyi yükselttiğimiz günlerdir. Ülkemizde her üç kadından birinin fiziksel şiddet gördüğü, hayatı boyunca eşinden en az bir kez fiziksel şiddet görmüş kadınların oranının Türkiye genelinde en az %35 olduğu bilinmektedir.

Kadının yaşadığı bu şiddet sarmalının bir diğer tarafı da adli süreçlerdir. Erkek egemen sistem kendini yargı süreçlerinde de çok net göstermektedir. İyi hal indirimleri, ağır tahrik indirimleri gibi. Günebakan Kadın Derneği olarak yargı süreçlerine dikkat çekmek istedik. Hakim ve savcılara taleplerimizi iletmek ve bu konuda duyarlılık göstermelerini toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde yaklaşarak kadın cinayeti davalarında cinayetleri teşvik edici unsur haline gelen “haksız tahrik”, “iyi hal” gibi indirimlerin uygulanmamasını talep ettik.

Sayın Yargıç ve Savcılara Kadınların arz-ı halidir.

25 Kasım 2015 tarihinde kadınların hâkim ve savcılara hallerini arz ettikleri bir mektup yazmıştık. Mektupta 2015/Ekim ayı itibariyle 237 hemcinsimizin öldürülerek aramızdan alındığını kayda geçmiştik. 2015 yılı sonunda bu sayı 303’e ulaştı.2016 yılında 328 kadın, 2017 yılında 409 kadın, 2018 Ekim ayı itibariyle 363 kadın daha erkekler tarafından öldürüldü. Yazdığımız mektupta, yaşamamız için bizi görmenizi istemiştik. Çünkü görüldüğümüz oranda yaşayacaktık. Ama olmadı, o günden bu yana bini aşan hemcinsimizi daha yapmadıklarımız/yapamadıklarımız nedeniyle kaybettik. Bu nedenle size aynı mektubu yeniden hatırlatmak zorunluluğu duyduk.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele gününde fark edilmek, görülmek, anlaşılmak adına sizlere kendimizi anlatmak istedik. Toplum nüfusunun yarısını oluşturmaktayız ve çocuğundan ergenine, yetişkinine, yaşlısına kadar her gün şiddete uğrama potansiyeli ile ya da şiddete maruz kalarak yaşamaktayız.

Kadınlar olarak kapınızı rahat çalalım istiyoruz. Haktan hukuktan yana, güvenle kapınızdan çıkmak istiyoruz. Bu nedenle de kendimizi, konumumuzu, hissettiklerimizi size iletmek kısaca arzı-hal etmek dileğindeyiz.

Adliye çoğu kadın için çalınan son kapı ve çoğu kez son umuttur. Bu nedenle de çok kıymetlidir. Oradan nasıl ayrıldığımız da sadece bizim için değil, toplum olarak hepimiz için önemlidir. Ölüme, tacize, tecavüze, dayağa, hakarete ve daha birçok haksızlığa maruz kaldığımız için adalet kapısını çalarız. O saate kadar ki suskunluğumuzun yerini sonsuz anlatmak, haykırmak, bağırmak ve anlaşılmak arzusu alır. Yaşadıklarımızın tek sorumlusu olmadığımızın, herkesin sorumlu olduğunun farkındayız ve bu anlaşılsın, yanımızda durulsun isteriz. Hayatlarımız birer dosyaya hapsedilmesin de, dosyalardan hayatlarımız görülsün isteriz. Adalet için önce görülmek zorundayız.

Güvenlik için kapınızı çaldığımızda güvensiz bir şekilde evimize gönderilmek istemiyoruz. Öldürülmemek için çaldığımız kapı, bizi ölüme yaklaştırmasın istiyoruz ki o kapıyı her defasında güvenle çalabilelim.

Toplumsal cinsiyet rollerine göre kadına bakışın, yargıda eşitlikçi bir bakışa bürünmesini bekliyoruz. Tacize, tecavüze maruz kaldığımızda, aklınızdan hangi saatte nerede olduğumuz, ne giyindiğimiz geçmesin istiyoruz. Bizi kimsenin namusu olarak görmemenizi, namusun bireysel bir değer olduğunu kabul ederek yargılama yapmanızı diliyoruz. Bu nedenle kadın cinayetlerinde, özünde erkek indirimi olan haksız tahrik indirimlerinin uygulanmamasını diliyoruz. Tahrikin, toplumsal cinsiyet rollerine göre yorumlanması halinde, uygulanacak indirimlerle kadın cinayetlerini meşrulaştırmaya katkı sunulacağının bilinmesini isteriz..

Kadın cinayetlerinin çoğunda aile bireylerinin azmettirici rolü olup, caydırıcılık açısından tüm sorumluların yargılanması için olayların tüm boyutuyla araştırılıp itirafa bağlı tek fail yargılanmasından kaçınılmasını istiyoruz.

Kadının yaşadığı şiddetin nedenleri arasında birçok sosyal-kültürel etmen olsa da sorunun çözümünde yargının ve yargıda görev yapanların önemli bir sorumluluk taşıdığını bilmekteyiz. Bu nedenle kanunların her zaman olmasa da, hukukun bizi eşit kılabileceğine inanmaktayız. İç hukukta yeri olmasa da uluslararası anlaşmaların kadına yönelik şiddet konusunda eksiksiz olarak uygulanmasını talep ediyoruz.
Yeni kadın cinayeti dosyalarımızın olmaması veya azalması için dosyalarınızın içindeki bizleri görmenizi, duymanızı, anlamanızı ve yanımızda olmanızı diliyoruz. Adaletin görmek ile mümkün olduğunun bilinmesini istiyoruz.

 

GÜNEBAKAN KADIN DERNEĞİ

ADRES:  Dumlupınar Mahallesi, Adnan Menderes Bulvarı, Palamut Apartmanı, No:102, Kat:1, Daire:4 Yenişehir Mersin

TELEFON NO: 05394818246

 

Yazar: kibele